Acun Ilıcalı yine iddialı bir programa start veriyor. Yeni sezonda Tv 8 ekranlarında yayınlanacak olan Ütopya programının tanıtımı yapılmaya başlandı bile.
Programda 15 yarışmacı 10 ay boyunca yarışacak ve kendi yaşam alanlarını oluşturacaklar. Yarışmacılara 2 inek 15 koyun ve kişisel aletler verilecek . Yarışmacıların dışarıyla tek bağları ise telefon olacak. Yarışmacıların yaşam alanı olan araziye kameramanlar da dahil olmak üzere kimse girmeyecek ve yarışma alanı sabit kameralarla 24 saat izlenecek.
Star tv ekranlarında yayınlanacak olan ütopya programının ayrıca internet üzerinden de 7/24 izlenilebileceği söyleniyor.
Ütopya programını yapması için Survivor un de format sahibi olan şirket özellikle bu projeyi acun ılıcalının yapması için görüşmeler yaptı. Acun ılıcalının daha önceki projelerinde elde ettiği başarılar kuşkusuz bu formatın ona emanet edilmesi için önemli etkendi.
Formatın Hollanda versiyonu yayınlanmaya başlandı ve yayınlandığı ilk gün hHollanda'da rekor kırdı. İlk gün Hollanda'da 1.6 milyon kişi Ütopya programını izledi.
Ütopya Türkiye nin seçmeleri başladı bile. Seçmeler için başvuru formuna Acunn.com dan ulaşabilirsiniz. Başvuranları zorlu ve uzun bir süreç bekliyor.Programın Tv 8 de yayınlanması beklenilen etkiyi yaratıp yaratmayacağı konusunda kuşkular uyandırsa da Acun Ilıcalı'nın üstesinden gelebileceği kesin. Survivor'ın da ilk bölümlerinde ilgi çekmediği biliniyor ancak son yıllarda bu program rekor üstüne rekor kırıyor.
Acun Ilıcalı da önümüzdeki yıl 3 adam programını tv 8 yayınlayarak ve bir kaç sürpriz program ile de Tv 8 i canlandırmayı planlıyor.
Televizyon Müptelası
17 Temmuz 2014 Perşembe
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Alabora yarışması alabora olacak
Alabora programı alabora olacak evet kehanet değil görünen gerçek.
Demedi demeyin. Acun ılıcalının Survivor’ına rakip ya da
piyasadaki bu alandaki program tekelinin sonlandırmak üzere atılan bu proje fiyaskoyla
sonuçlanacak.
Aslında program formatı olarak izlenebilecek ve iyi reyting
alınabilecek özellikte. İlk çıktığında Survivor’ a rakip çıktı diye düşündüm.
Reklamlardaki tanıtımları görünce de ne yalan söyleyim programa karşıda merakım
artmaya başladı. Ve kesinlikle ilk tanıtım fragmanını gördüğümde eğer iyi bir
cast seçimi yapazmalarsa programın belki sonunu bile getiremezler diye
düşündüm.
İlk bölümü izlediğimde programa dair nelerin yapılmasının
programı çöpe götüreceğini düşünmüşsem hepsi olmuş. Başarısız olunması için
adeta ektra çaba harcanmış. Neden mi?
Kesinlikle cast seçimi çok hatalı hatta berbat. O programa
hepsi kaslı vücutlu sporla uğraşan yakışıklı erkekleri çıkararak veya hepsi
güzel alımlı manken gibi kızları çıkararak bununla prim yapıp programın
izlenileceğini düşünmek çok basit kalıyor artık. Bir televizyon izlecisi olarak
bunun artık başarı getirmediğni ben bile keşfetmişken yapımcıları bunu
keşfedememesi garip. Bu programa seçilen kişilerin neredeyse hepsi aynı
standartlarda ve aynı tip insanlar. Kısacası cast tektip özellikteki
insanlardan oluşuyor. İllaki yarışma programı diye seçilenlerin hepsi sporcu,
kaslı , güçlü kuvvetli olmak zorundamıydı. Oraya şişman bir adam , tıknaz bir
adam , cazgır bir bayan , sempatik ama beceriksiz bir kişi , güzel birisi ,
çirkin birisi, takım lideri olabilecek birisi , takımda çok pazif kalacak
birisi gibi ortaya karışık bir cat seçimi yapılsaydı bu program çok başarılı
olabilirdi. Her defasında söylüyoruz
tezatlar insanların aklını karıştırır. İnsanların aklına girdiğinizde de
programınız izlenmeye başlar. Hepimiz survivoda gözlüklünün ne işi var diye
konuşmadık mı? Hepimiz şu kız çok güzel şu adam çok gıcık diye konuşmuyormuyuz
? Eeee bunlar programın viral reklamı değilde ne? Programdaki herkes aynı
olursa insanlar neyi çekiştirecek ne rekabet duygusu yaratacak insanlar nasıl
birilerinin fanı olacak?
Diğer bir başarısızlık unsura da sunucu. Sunu olan arkadaşın
ismini bilmem. Televizyonda bir kaç progrejede görmüştüm. Ancak bu programı
parlatacak daha tanınmış daha merak uyandıran bir kişi sunucu olarak
seçilebilirdi.
Kısacası bu programda başarısızlar arasına girip gidecek.
Geçmiş olsun. Ah ulan ah o programı ben yapacaktım ki...
13 Temmuz 2014 Pazar
Güneydoğu dizileri out , Ege dizileri in
Bir dönem televizyonlarda hangi kanalı açarsanız açın karşınızı bol şivanlı bol zilanlı Güneydoğu dizileri çıkmaktaydı. Hepsinin suratlarında ya da yüzlerinin değişik yerlerinde anlamlı anlamsız bir çok figür bulunuyordu.Bol ağıtlı , bol adam vurmalı ve bol töre esintilerinin olduğu bu diziler demekki çok izlenmiş ki yapımcılar da modaya ayak uydurmuşlar. Adeta hastalık gibi her kanala yayılan bu Günoyduğu dizileri furyası bitti gibi görünüyor bu günlerde.
Şimdilerde yani geçtiğimiz 1-2 yıl içerisinde artık Güneydoğu dizileri izleyicileri sıkmış görünüyorki yeni bir yöre arayışına giren yapımcılar soluğu Ege de aldılar.Artık yeni bir trand ortaya çıktı ve ege şiveli reklamlar , ege şiveli diziler artık her kanalda yayınlanmaya başlandı. Bu şiveyi güzel yapınca güzel ve sempatik oluyor ama bir de beceremeyenler tarafından yapılınca bir insana bu kadar mı itici gelir bu diziler.
Mesela Didi reklamındaki teyzeyi eskiden severdim ve sempatik gelirdi bana. Artık bu dizilerden de gına geldiğinin alametidir heralde çok itici gelmeye başladı bu teyzemin bağırması ve reklamı. Neden ülkemizde insanlar özgün olmak yerine birbirinin kopyası işlere kalkışır ve batan geminin malları gibi herkes tutan bir konudan nemalanmak üzeirne kopya işler üzerinden günü kurtarmaktan öte işlere çıkarır anlamış değilim. (Gerçi anlasam şuan bilgisayar başında idiot gibi oturup yazı yazmakla uğraşmam.)
Haaa bu geçiş sürecindeki tarihi dizilere bir kaç kelam etmezsem küfür ederler adama. Muhteşem Yüzyıl dizisi ile başlayan tarihi dizi furyası da bir dönem bir çok kanalda yayınlandı. Ama kelebeğin ömrü gibi bir kaç bölğmden öteye gidemediler. Yahu ekranda insanların sevdiği birşey varken neden onun kopyası izlesin insanlar.
Güneydoğu dizileri , tarihi diziler, Ege dizileri ardından bakalım hangi akım çıkacak ortaya.
Şimdilerde yani geçtiğimiz 1-2 yıl içerisinde artık Güneydoğu dizileri izleyicileri sıkmış görünüyorki yeni bir yöre arayışına giren yapımcılar soluğu Ege de aldılar.Artık yeni bir trand ortaya çıktı ve ege şiveli reklamlar , ege şiveli diziler artık her kanalda yayınlanmaya başlandı. Bu şiveyi güzel yapınca güzel ve sempatik oluyor ama bir de beceremeyenler tarafından yapılınca bir insana bu kadar mı itici gelir bu diziler.
Mesela Didi reklamındaki teyzeyi eskiden severdim ve sempatik gelirdi bana. Artık bu dizilerden de gına geldiğinin alametidir heralde çok itici gelmeye başladı bu teyzemin bağırması ve reklamı. Neden ülkemizde insanlar özgün olmak yerine birbirinin kopyası işlere kalkışır ve batan geminin malları gibi herkes tutan bir konudan nemalanmak üzeirne kopya işler üzerinden günü kurtarmaktan öte işlere çıkarır anlamış değilim. (Gerçi anlasam şuan bilgisayar başında idiot gibi oturup yazı yazmakla uğraşmam.)
Haaa bu geçiş sürecindeki tarihi dizilere bir kaç kelam etmezsem küfür ederler adama. Muhteşem Yüzyıl dizisi ile başlayan tarihi dizi furyası da bir dönem bir çok kanalda yayınlandı. Ama kelebeğin ömrü gibi bir kaç bölğmden öteye gidemediler. Yahu ekranda insanların sevdiği birşey varken neden onun kopyası izlesin insanlar.
Güneydoğu dizileri , tarihi diziler, Ege dizileri ardından bakalım hangi akım çıkacak ortaya.
Vermiycem vermiycem müziği dinle (gerçek adı burada)
Son zamanlarda güzel ablamızın çektiği ve sosyal medyayı sallayan vine videosu çok beğenildi. Ablamız istediğine verir istediğine vermez o bizi ilgilendirmez ama fondaki müzikle söylediklerinin uyumu bir çok kişi gibi benim de aklıma acaba şakının adı nedir? sorusunu getirdi. Şuan senin yaptığın gibi ben de google açıp vermiycem vermiycem şarkısı yazdım. Tabii ki şarkıyı buldum :)) (Merak etme yazıyı okuyan kardeşim bunu yapan sadece sen ve ben değiliz onbinlerce kişinin aynı şeyi yaptığından eminim.)
Her neyse şarkıyı dinledim oldukça güzel bir şarkı. Hemen de indirdim tabi vermiycem şarkısını. Koskaca şarkının adı aplamız sayesinde vermiycem vermiycem olarak kaldı. Her neyse ben şarkının adını buradan yazıyım da artık bu lakaptan kurtulsun bari. Şarkı Stefan Biniak ın - The Read All About It Bootleg şarkısı. Şarkıyı daha fazla hiç etmenin alemi yok .
Haa bu arada şarkı sakız gibi dilime dolandı. Gün içerisinde iş yerinde bir kaç defa vermiycem vermiycem diye mırıldanırken bir anda kendime geldim. Sağdan soldan irileri duysa Allah muhafaza adımız çıkacak. Araba kullanırken falanda oldu bu. Bir an önce bundan kurtulmam lazım çok tehlikeli bir durum. Düşünsenizde sokakta bir adamın vermiycem vermiycem diye dolaştığını. Hadi bu aplamız söyleyince yakışıyor ve çekici duruyor.
Siz de daha fazla diliniz dolamadan şarkıyı direk orjinal haliyle dinleyin. Stefan Biniak tan dinleyin. sizin için şarkını klibini buraya da ekliyorum. Bol açıp bu sayfan dinleyin ki bende 3-5 kuruş para kazanıyım.
Her neyse şarkıyı dinledim oldukça güzel bir şarkı. Hemen de indirdim tabi vermiycem şarkısını. Koskaca şarkının adı aplamız sayesinde vermiycem vermiycem olarak kaldı. Her neyse ben şarkının adını buradan yazıyım da artık bu lakaptan kurtulsun bari. Şarkı Stefan Biniak ın - The Read All About It Bootleg şarkısı. Şarkıyı daha fazla hiç etmenin alemi yok .
Haa bu arada şarkı sakız gibi dilime dolandı. Gün içerisinde iş yerinde bir kaç defa vermiycem vermiycem diye mırıldanırken bir anda kendime geldim. Sağdan soldan irileri duysa Allah muhafaza adımız çıkacak. Araba kullanırken falanda oldu bu. Bir an önce bundan kurtulmam lazım çok tehlikeli bir durum. Düşünsenizde sokakta bir adamın vermiycem vermiycem diye dolaştığını. Hadi bu aplamız söyleyince yakışıyor ve çekici duruyor.
Siz de daha fazla diliniz dolamadan şarkıyı direk orjinal haliyle dinleyin. Stefan Biniak tan dinleyin. sizin için şarkını klibini buraya da ekliyorum. Bol açıp bu sayfan dinleyin ki bende 3-5 kuruş para kazanıyım.
12 Temmuz 2014 Cumartesi
Brezilya Hollanda maç özeti (2014 Dünya Kupası)
Brezilya 2014 Dünya Kupasında maçları pek takip edemedim ara ara televizyonda denk geldiklerimi izleyebildim ancak. Şimdi yine televizyonu açıp kanallarda zaping yaparken Brezilya Hollanda 3.lük maçına denk geldim. dakika yine 3 ve durum 1-0, dakika 16 durum 2-0 . Yine bir fark geliyor galiba diye düşenmeden edemiyor insan.
Brezilyanın bu kadar kötü futbol oynaması tesadüf değildi bu Dünya Kupasında. Takımda bir kaç yıldız haricinde diğerleri adı sanı duyulmamış futbolcular. Türkiye Ptt ligindeki Brezilyalıları götürseniz neredeyse daha iyi futbol oynayacaklar gibi. (Biraz abartmış olabilirim idare edin)
Hakemlarinde biraz itelemesiyle buralara kadar geldiler. Ama futbol acımasız bir oyundur ve hırslı bir avrupa takımının eline düştüğünüzde size hiç acımayacaklarını görüyorsunuz. (Beşiktaşlılar bu durumu iyi bilirler).
Neyse maçı izliyoruz ve maçta oldukça kötü bir Brezilya var karşısısında da kötünün iyisi Hollanda. Çok keyifsiz bir maç. Neymar kadroda olsa Brezilya daha iyi olurmuydu bilemiyorum ama bu kupayı Almanyanın alacağı gerçeğini hiç birşey değiştirmeyecek.
Brezilya seyircilerine baktığımızda gözlerinden yine fark geliyor korkusu anlaşılıyor. Ev sahibi olupta adından söz ettirmemek olmazdı. Brezilya bunu başardı. Dünya Kupasının en iyi defans kadrosuna sahip olduğu söylenen takımının 8 gol yiyerek madara olması tarihe şimdiden geçti bile.
Dünya kupasını almış bir ulusal takım bile olsanız oynamadan maç kazanılmıyor. Bunu brezilya bu maçta çok iyi anladı. 2. Yarıda değişen birşey olur mu bilmiyorum ama bu performansla Brezilya en az 2 gol daha yer gibi geliyor bana. Kore 2002 dünya kupasında Rivaldo nun bacağına çarpan toptan yüzünü tutarak yere yatmasından beri Brezilyaya karşı antipati duyuyorum. 8 değil 18 yeseler bile umrumda değil.
Güzel Köylüdeki Bünyamin kimdir?
Yeni yayına giren Güzel Köylü dizisi güzel bir yaz dizisi olarak ekranlara çıktı. Dizi oldukça samimi ve şimdiden insanların ilgisini çekti bile. Eee nasıl çekmesin başrol oyuncusu hem kızların hem de erkeklerin dikkatini çeken güzel oyuncu Gizem Karaca.
Dizi bana göre güzel başladı. Komik sahneler ve güzel şive komedisi yapılıyor. Ancak dizide benim en çok dikkatimi çeken karakterlerden birisi belkide bir çok kişinin dikkatini çekmeyen Bünyamin.
Güzel köylü dizisindeki bünyamin yani Toygan Avanoğlu çok güzel bir karateri canlandırıyor. Şimdilerde pek ilgi çekmese de gelecekte dizinin en çok tutacak karakterlerden birisi olacağından eminim. O kadar güzel replikleri var ki şahsen ben Yalan Dünya dizisindeki zerrin gibi sonradan parlayacağını ve bir çok karaktere nal toplatacağını düşünüyorum.
Bünyamin dizide Kamuran'ın eniştesi. Nurten ile evli. Bahtsız bedevinin teki tabiri caizse. Başından geçen talihiz olaylara karşı o kadar tepkileri varki ben çok gülüyorum Hele bir kaza sahnesindeki usta şoför rekliği var ki çok güldüm ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Yazdın da ne oldu diyebilirsiniz. Bişey olmadı işte. Belki çok aranırda bende 3-5 kuruş para kazanırım çabası başka bişey değil.
Şuraya bir kaç videosunu ve resmini ekleyim dedim. Google görsellerden bir iki resim anca bulabildim. Hatta Güzel Köylüdeki Bünyamin diye aratınca Yalan Dünya dizisindeki Bünyamin daha fazla çıkıyor. Youtubeda arattım orada da dizi sahnelerini bulamadım. Diziyi izleyip sahneleri kesip buraya koyacak kadar da işsiz olmadığım için sizi bu sahnelerden mahrum bırakıyorum malesef. İleride hem youtube hem de google da çok daha fazla içeriğinin olacağını düşünüyorum.
Buraya güzel köylü dizisinin tüm oyuncularını yazarak arama yapanlara güzel bir kolaylık sunayım dedim. Ve yazımız böyle sonlandırayım. Ama yazımı paylaşmayın ha parmaklarınız falan kırılır mazaallah.
Gül – Gizem Karaca
Kaan – Mehmet Ali Nuroğlu
Cemal – Berk Cankat
Hüsnü – Ahmet Mümtaz Taylan
Sultan ana – Zerrin Sümer
Kamuran – Esin Civangil
Celal – Tolga Ortancıl
Ayten – Eylül Demirpehlivan
Yusuf – Ali İpin,
Nihal – Simge Selçuk,
Sude – Su Kutlu
Zafer – Ali Erkazan
Yazıyı da bi yerden kopyaladım zaten silemedim de böyle kaldı kusura bakmayın artık :))
Acun Ilıcalı'nın programları neden çok izleniyor?
Bunu anlamamak için galiba biraz aptal olmak gerekiyor. Acun Ilıcalı nın programlarının çok izlenmesinin sebepleri üzerine bir çok televizyoncu araştırmalar yapıyor hatta onun programlarını taklit ediyorlar. Acunn Ilıcanın programları nı taklit etmek yerine özgün olmak aslında işlerini kolaylaştıracaktır. Ama yine de bu zaman kadar çözülmeyen sırrı ben açıklayayım.
Öncelikle insanlar tarafından antipatik bulunan insanları televizyon ekranlarına çıkarmıyor. Medyada geniş çevresi olan insanları seçmek yerine halk arasında geniş çevresi yani halk tarafından sevilen insanları ekranlara taşıyor. İnsan sevmediği insanı izlemek istemez. Bu yüzden polemiklerle gündeme gelmişleri değil daha Anadolulu ve halkı temsil edenleri tercih etmek bu işin sırlarından birisi
Diğer bir püf noktası insanların yıllardır izlemekten sıkıldıkları birbirinin tekrarı olan programlar yerine insanların ilgisini çekecek yeni formatları çok iyi analiz edip Türkiyeye getiriyor. Tvlerde artık insanlarda tiksinti oluşturan şarkı yarışmaları , insanlara büyük para vaadetmeyen basit yarışma programları , iç karartıcı sıkıcı televizyon dizileri yerine insanları günlük yaşamın stresinden yoruculuğundan uzaklaştırıp kafa dağıtacak daha eğlenceli programlarla insanların ilgisini çekmeyi başarıyor.
Acun Ilıcalının O Ses Türkiye programının çok benzerleri bile yapıldı ancak zerre kadar izlenmedi. Sebebi ise soğuk ortam düzenlemesi ve jüri üyelerinin çok yapmacık halktan uzak tavırlarıydı. Burada da vurgulamak istediği yapılan çalışmaların insanlara samimi gelmesi gerekiyor. İnsanlar samimiyeti seviyor ve buna değer veriyor. Jüride kürkleriyle pırlanta takılarıyla yer alan insanlar halka antipatik geliyor. Tabi bunu halktan uzak televizyon yapımcılarının anlaması çok zor.
Bir de ortam dedim. Dikkat ederseniz Acn Ilıcalının programlarında sıcak renklerin kullanılmasına ve çok dağınık olmayan insanlarla jürinin iç içe olduğu mekanlar tasarlanıyor. Buda hem salondaki izleyecelere hem de ekranlardaki seyircilere sıcak geliyor. Küçük ama sıcak mekanlar. Devasa salonlarda soğuk renklerle tasarlanmış jürinin en öne geçip seyirciden koptuğu mekanlar insanlara itici geliyor ve izlenmiyor.
Şimdilik yaacaklarım bu kadar. Gerisi gelecek. İlk yazım vatana millete hayırlı olsun. Belki bloğum patlama yaparda 3 - 5 kuruş para kazanırız he ne dersiniz? :)))
Öncelikle insanlar tarafından antipatik bulunan insanları televizyon ekranlarına çıkarmıyor. Medyada geniş çevresi olan insanları seçmek yerine halk arasında geniş çevresi yani halk tarafından sevilen insanları ekranlara taşıyor. İnsan sevmediği insanı izlemek istemez. Bu yüzden polemiklerle gündeme gelmişleri değil daha Anadolulu ve halkı temsil edenleri tercih etmek bu işin sırlarından birisi
Diğer bir püf noktası insanların yıllardır izlemekten sıkıldıkları birbirinin tekrarı olan programlar yerine insanların ilgisini çekecek yeni formatları çok iyi analiz edip Türkiyeye getiriyor. Tvlerde artık insanlarda tiksinti oluşturan şarkı yarışmaları , insanlara büyük para vaadetmeyen basit yarışma programları , iç karartıcı sıkıcı televizyon dizileri yerine insanları günlük yaşamın stresinden yoruculuğundan uzaklaştırıp kafa dağıtacak daha eğlenceli programlarla insanların ilgisini çekmeyi başarıyor.
Acun Ilıcalının O Ses Türkiye programının çok benzerleri bile yapıldı ancak zerre kadar izlenmedi. Sebebi ise soğuk ortam düzenlemesi ve jüri üyelerinin çok yapmacık halktan uzak tavırlarıydı. Burada da vurgulamak istediği yapılan çalışmaların insanlara samimi gelmesi gerekiyor. İnsanlar samimiyeti seviyor ve buna değer veriyor. Jüride kürkleriyle pırlanta takılarıyla yer alan insanlar halka antipatik geliyor. Tabi bunu halktan uzak televizyon yapımcılarının anlaması çok zor.
Bir de ortam dedim. Dikkat ederseniz Acn Ilıcalının programlarında sıcak renklerin kullanılmasına ve çok dağınık olmayan insanlarla jürinin iç içe olduğu mekanlar tasarlanıyor. Buda hem salondaki izleyecelere hem de ekranlardaki seyircilere sıcak geliyor. Küçük ama sıcak mekanlar. Devasa salonlarda soğuk renklerle tasarlanmış jürinin en öne geçip seyirciden koptuğu mekanlar insanlara itici geliyor ve izlenmiyor.
Şimdilik yaacaklarım bu kadar. Gerisi gelecek. İlk yazım vatana millete hayırlı olsun. Belki bloğum patlama yaparda 3 - 5 kuruş para kazanırız he ne dersiniz? :)))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)